İFFET MESELESİNDE KADIN - ERKEK AYIRIMI YOKTUR

Beyhâkî ve Hâkim (rahımehümallah)'in İbn-i Abbas (r.anhümâ)'tan rivâyet ettikleri bir hadîs-i şerifte buyruldu ki:

"Ey Kureyş gençleri! Nâmusunuzu (iffetinizi) koruyunuz. Sakın zinâ etmeyiniz! İyi dinleyin! Namus ve iffetini koruyan kimseye cennet vardır."
Bu hadîs-i şerif, gençleri iffetli olmaya, nâmuslarını korumaya dâvet etmektedir. Gayr-i meşrû münasebetlerden, yani zinâdan men etmektedir.
Görüldüğü gibi, nâmuslu olmak, iffetini korumak sadece kızlara, kadınlara ait bir mükellefiyet değildir. Kızların iffetli olmaları ne kadar gerekliyse, erkeklerin de, delikanlıların da iffetli olmaları; çapkınlıktan, haram olan münasebetlerden uzak durmaları o kadar lüzumludur.
İffet ve nâmus mevzuunda, dînimizde kız-erkek ayırımı yoktur. Her iki cins de aynı ölçüde iffetlerini korumakla mükelleftirler. Kısacası, kızların iffeti kadar erkeklerin iffeti de bahis mevzuudur. Dolayısıyla cemiyetimizde, kızların iffetsizliğini çirkin bulup, erkeklerin iffetsizliğine, çapkınlığına musâmaha gözüyle bakmak; onu delikanlılığın gereği olarak görmek İslâmî bir anlayış değildir.
Kur'ân-ı Kerim'de, Yûsuf aleyhisselâm ile Züleyhâ kıssasında, erkek iffetine işâret edilmektedir. Hz. Yûsuf'un, Züleyhâ'nın gayr-i meşrû teklifini reddederek yıllarca hapiste kalmayı tercih ettiği anlatılmaktadır. Bu hâdisede, mü'min gençlere büyük bir îkaz vardır.
Hadîs-i şerifte, iffetini korumanın mükâfatının cennet olduğu da, açıkça ifade buyrulmuştur.

Fazilet Takvimi