Mahrem | Konular | Kitaplar

TERBİYE ETMEK (EĞİTMEK) ÖĞRETMEKTEN FARKLIDIR

Televizyonda seyrettik 3-3.5 yaşındaki çocuklara "cinsel eğitim (!)" vermişler, konuşturuyorlar.

Program sunucusunun da dediği gibi, çocukların birşey bildiği yok, Sadece bazı kelimeleri telaffuz etmeye yaklaştırılmışlar. ("Alıştırılmışlar" demiyorum. Henüz onu başaramamışlar.)

Önce şu açık tesbitler kendini gösteriyor:

a) 3 yaşlarındaki çocuğun ilgi alanlarında cinsiyetin morfolojisi (biçim ve yapısı ile alâkalı bilgi ve ilgi) yok. "Televizyonun nasıl çalıştığı"meselesinin olmayışı gibi. Sen cinselliği (!)zorla onun ilgi alanına sokmak istiyorsun. Oyaştaki çocuk, "anne-baba", "erkek-kadın"mefhumlarını, bir "görüntü kavram" olarak ve kurcalanması gerekmeyen bir "tabiî veri"halinde tanıyor. Yaprağın yeşilliği gibi, elmanın kırmızısı gibi... Onları cinsiyetin morfolojisi ile irtibatlandırdığın zaman, kendi yapısının gereği olarak; bir yeri açılmış gibi utanıyor, gülüyor, tuhaflaşıyor. Bu duygu onda herhangi bir fizyolojik hâlini zikrettiğinizde de uyanır. Bunun "izah ve merak"mevzuuyla bir münâsebeti yok. "Tuvalette ne yapıyorsun" diye sorsan da o aynı reaksiyonu gösterir.

Fakat sen zorla, zamansız olarak, onu hiç hazır olmadığı bir ilgi alanına doğru itiyorsun. Merakını tatmin ediyor değilsin. Merak duymasını sağlamaya çalışıyorsun. Psikolojiye, fizyolojiye, fıtrata aykırı olarak!

b)3 yaşındaki çocuk, herkesin önünde bazı uzuvların konuşulmasından utanıyor, sıkılıyor. Bu tabiî bir durum. Sen onun bu durumunu bozup onu gayr-i tabiliğe itiyorsun. Dengesini bozuyorsun.

Bu "eğitim"midir?
Çocuk her yaşında, hayatının her noktasında bazı farklı şeyleri öğrenmeye müsâit hâle gelir.

Öğrenme sadece "kelime"yle olmaz Öğrenme, ilk kademede müphem bir idrâk kesâfetidir (algılama yoğunlaşmasıdır).

"Anne var, baba var. Anne-baba hâlinde yaşayanların çocuğu oluyor. Ama yaşlıların olmuyor... Anne-baba ayrı bir odada uyuyor... Onlar birbirlerine belli mevzûlarda daha yakın duruyor..."Çocuk bu müşahedelerini, kendine göre mânâlandırır. Sevk-i tabiîleri, insiyakleri (içgüdü) aklına yardımcı olur. Her eğitim, yahut eğitim her kademesi; okula göre olmayabilir, kelimeyle olmayabilir. Çocuğun büyüdükçe gelişen sezgileri vardır.

İnsiyakleri vardır, zekâsı ve müşâhedeleri vardır. Bunlar bir bütün hâlinde onu olgunlaştırır. Eğitim, bu gelişme merhalesini sıhhatli bir dengeye kavuşturmak için yapılır, yapılmalıdır.

O yaşta "cinsel eğitim (!)" dediğiniz zaman, gelişme safhasının küllî dengesi çarpılır. Bunun adı "eğitimin yozlaşmasıdır. Sarsarsınız, bozarsınız, şaşırtınız. Merakların ve öğrenme yönelişlerinin önceliklerini altüst edersiniz.

Televizyonlardaki o çocuklar, büyüklerin hâline gülüyordu aslında! Rahat olabilseler, "Ne diyor bunlar yâhu?Başka işleri mi yok? Amma tuhaf insanlar. Kocaman da adam olmuşlar!" diyeceklerdi. Böyle davranmaları da "normal" olanıdır. Başlarındaki büyükler, bilmeden "anormal"e sevkediyorlardı.
Eğitim, "insan"bilgisine dayanır. İnsan fıtratını, ruhunu, duygularını, dengelerini, iyi bilmek gerekir. Eğitmek (terbiye etmek) öğretmekten çok farklıdır. İnsan; gereksiz, metodsuz, dengesiz bilgiler yükleme yoluyla da câhilleştirilebilir. Hatta zekâ geriliğine uğratılabilir.

Cinsellik (!)problemi dün yoktu, bugün var. Yahut; dün olduğundan daha çok bugün var. Ve asıl büyüklerde var.

Mesele şudur:

Cinsiyetin; insan hayatının bütünündeki yeri ne kadar ise, o kadar önemlidir. Daha fazla değil, daha az değil.
Ekranlardan cinsellik (!)akıyor... Şakalarda cinsellik, öfkelerde cinsellik, reklamlarda cinsellik, arkadaşlıklarda cinsellik, günlük konuşmalarda cinsellik... Âdeta bir "saplantı" hâline dönüşmüş.
Senin,"ruhî-fikrî-mânevî-edebî-insanî"alakaların yok mu? İnsan hayatını bir bütün olarak ele alsanız, cinsellik (!) bunun kaçta kaçıdır.
Dengesi bozulan insan, öne geçirdiği ilgiyi herşey zanneder. Öyle zannettiği için de, hayatını onunla doldurmaya çalışır ve tatmin bulmaz. Müfritler (aşırılar) dünyanın en tatminsiz insanlarıdır. İfratta sıhhat olmaz; tam tersine, her ifrat acziyetle neticelenir.
...İnsanların denge eğitimine ihtiyacı var, cinsel (!) eğitime değil. Denge eğitimini hallederseniz, öbürü kendiliğinden hallolur.

Ahmet Selim - Yazar

Fazilet Takvimi

Konular