Namahrem
Namahrem aile nikah evlilik ile ilgili yazılar
CEMİYETİN ÇEKİRDEĞİ ÂİLE
Âile, cemiyetin çekirdeği olduğu gibi, milletin de temelini teşkil eder. İnsanlık tarihinin en eski cemiyet müessesesidir. Âile hayatı, iktisâdî ve ictimaî sebeplerle tarih boyunca genişlemiş, daralmış, anlayış değiştirmiş; ama dâima var olagelmiştir.
Gerek cemiyet, gerekse milletin teşekkülü fertlerin varlığı ile vücut bulur. Bu bakımdan meseleye temelde hâkim olmayı ana prensip olarak kabul etmiş olan dinimiz, temiz bir cemiyet ve huzurlu bir millet için mesut bir âileyi esas almıştır. Âile bütünlüğünü sarsabilecek en ufak tehlikeler bile dikkatten uzak tutulmamıştır.
HAREMLİK - SELÂMLIK ÜZERİNE
"Harem"Arapça bir kelimedir ve "kişinin îtina ile koruduğu, uğrunda mücâdele ettiği şey" demektir. Bir hadîs-i şerifte "Malı uğrunda öldürülen şehittir, canı uğrunda öldürülen şehittir, dîni uğrunda öldürülen şehittir, ırzı uğrunda öldürülen şehittir"(Buhâri, Mezâlim 33)buyrulmuştur. Bu hadîs-İ şerif bir bakıma İslâm'da "Îtina ve ihtimamla korunması gereken"kıymetleri saymaktadır. Kişinin "ırzı"da korunması gereken değerlerin en önemlilerindendir. Bu bakımdan "harem"telakkî edilmiş ve kötü ellere, kem gözlere karşı titizlikle korunmuştur.
HANIMLARIN HACCI MEVZUU
Bu mevzûda öncelikle şunu ifade edelim ki; hanımlar, Hanefî fıkhına göre yanlarında nikâh düşmeyecek kadar bir yakını (nâmahremi), yahut da beyi olmadıkça yalnız başlarına hacca gidemezler.
İSLÂM'DA EVLENİLMESİ CÂİZ OLMAYANLAR
Dinimizce mahrem olup kendileriyle evlenilmesi haram olan kadınlar üç kısma ayrılır:
1. Nesep hısımları... Buna kan hısımlığı da diyebiliriz. Anneler, nineler, kızlar, kız kardeşler, erkek ve kız kardeşlerin kızları, halalar ve tezyeler bu kısma dâhildirler.
2. Süt hısımları... Yani emzirmeden doğan hısımlık. Nesep sebebiyle evlenilmesi haram olanlar, süt sebebiyle de haramdır. Başka bir ifadeyle, Süt emenin kendisi, süt emzirenin nesline haram olur... Süt anne, süt nine, süt hala ve süt kardeşle evlenme yasağı gibi.
EVLENİLMESİ CÂİZ OLAN KADINLAR
Dünkü yazımızda açıklamaya çalıştığımız sınıfların dışında kalan kadınlarla, hısım olsun veya olmasın, evlenmek câizdir. Nitekim Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz, halasının kızı olan Zeynep (r.anhâ) vâlidemizle evlenmiş, kendi kızı olan Hz. Fâtıma (r.anhâ)'yı da amcasının oğlu olan Hz. Ali (r.a.) ile evlendirmiştir.
Ancak yabancı ile evlenmeyi tavsiye etmekte bir mahzur yoktur. Hatta Şâfiîler'de, yakın akraba ile evlenmek tenzîhen mekruh görülmüştür.
EVLİLİK VE ÂİLENİN EHEMMİYETİ
Cemiyet için âilenin ehemmiyeti büyüktür. Bunu, hangi dine mensup olursa olsun, hiç kimse göz ardı edemez. Âile bağının şu veya bu bahanelerle koparılıp atılması kolayca göze alınabilecek bir şey değildir. O bakımdan evli insanların, âile bağına (nikâha) halel getirecek söz ve fiillerden son derece sakınmaları gerekir. Anlık öfkelere kapılıp âilesini korkutmak veya şaka yollu da olsa, boşanma ile alâkalı söylenen sözler, hemen geçerlilik kazanır. Bunların hiçbirisi mâzeret olmaz, çünkü bu işin şakası yoktur.
BEŞ NASÎHAT
Ebû Hüreyre (r.a.)'nin rivâyet ettiği bir hadîs-i şerifte Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Allah Teâlâ kime bir nimet (elbise) giydirirse, Allâh'a hamdetmeyi çoğaltsın.
"Kimin günahları çoğalırsa, Allah'tan bağışlanma dilesin (tevbe ve istiğfâr etsin).
"Kimin rızkı gecikirse (ihtiyaç ve sıkıntı içerisine düşerse), 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' demeyi çoğaltsın.
"Kim bir topluluğa müsâfir olursa, onların izni olmadan nâfile oruç tutmasın.
AYIPLARI ÖRTMEK
Hz. Îsâ (a.s.), insanlara sorar;
- Uyuyan bir kimseyi rüzgârla bazı mahrem yerleri açılmış görseniz, onu örter misiniz?"
- Örteriz, dediler.
- Belki kapalı yerlerini de açarsınız?
- Sübhânallâh! Nasıl açarız? dediler. Hz. Îsâ buyurdular ki;
- Yanınızda birisi çekiştirilirken kalan bildiğiniz daha gizli kusurlarını da siz açmıyor musunuz?..
İmâm-ı Gazâlî (r.h.), "Gıybetçiye diliyle karşı duramayan, kalbiyle reddetmekle mükelleftir." buyurmaktadır. (İ.2)
Fazilet Takvimi
ÂİLE SIRLARI İFŞÂ EDİLMEZ!
Sâlihlerden biri karısını boşamak istediğinde, ona sorulmuş:
- Seni, o kadını boşamaya sevk eden sebep nedir?
O zat:
- Akıllı kimse, ailesinin sırlarını ifşa etmez, cevabını vermiş.
Hanımını boşadıktan sonra tekrar aynı suâle muhâtap olduğunda ise, şu karşılığı vermiş:
- Şimdi, o beni ilgilendirmez. Artık o başkasına âittir.
Karı-koca arasında yaşananlar mahrem konulardır. Âile sırrı olarak kalmalı, aslâ ifşâ edilmemelidir. Eşler birbirlerinden ayrılsalar bile, bu sırrı, kendileriyle birlikte mezara götürmelidirler.
Fazilet Takvimi
AİLE İÇİ MESELELER
Aile içi meseleleri umumi sohbetlerde söz konusu etmek aile mahremiyetine saygısızlıktır. Ailenin öyle mahrem meseleleri olur ki tarafların zihinlerinde bile tekrar edilmezler, kendileriyle birlikte kabre gider.
Fazilet Takvimi
ÇOÇUK TERBİYESİ DİKKAT İSTER
Sevgi ve güven çocuğu hayata hazırlar. Çocuğunu zun kendine güveni olan ve insanlarla yaşamayı seven biri olmasını istiyorsanız, ona aradığı huzuru verin.
Sağlıklı bir çocuk yetiştirmek, şüphesiz bir anne babanın en önde gelen isteğidir. Çocuğun beden sağlığı kadar ruh sağlığına da önem vermek lâzımdır
ZİNÂYA YAKLAŞMAYIN!..
Zinâ, erkek veya kadının evlilik dışı cinsî yakınlıkta bulunmasıdır. İslâm dîninin muhâfazasını emrettiği beş temel esastan birisi de, nâmus ve neslin korunması esasıdır. Bu korumanın tahakkuku için de, elbette ki nikâh hârici bütün cinsî yakınlıkların yasaklanması gerekir. Çünkü zinâ, sadece tarafları ve onların yakınlarını alâkadar eden şahsî bir cürüm değil, topyekün cemiyeti ve onun nüvesini teşkil eden âileyi kökünden sarsan, insanlardaki nâmus ve iffet duygusunu rencide eden, ahlâksızlığın yayılmasını hızlandıran ictimâî bir âfettir.
İSLÂM TARİHİNDE TESETTÜRLE ALÂKALI BAZI HÂDİSELER
İbn-i Hişâm rahmetullâhi aleyhin Sîreti'nden:
İSLÂM TARİHİNDE TESETTÜRLE ALÂKALI BAZI HÂDİSELER
İbn-i Hişâm rahmetullâhi aleyhin Sîreti'nden:
BAŞ ÖRTÜSÜ FÜRÛATTAN MIDIR, USÛLDEN Mİ?
"İmran ibni Husayn (r.a.) anlatıyor:
Resûlüllah (s.a.v.)'ın nezdinde benim (farklı) bir kıymet ve değerim vardı. Bir gün bana, "Sen bizim sevdiğimiz ve yanımızda mevki sahibi olan adamımızsın. İstersen gel, kızım Fâtıma'nın ziyâretine beraber gidelim" buyurdu. Ben de, "Anam-babam sana fedâ olsun" dedim ve beraberce Fâtıma'nın kapısına gittik. Resûlüllah (s.a.v.) kapıyı çaldı, selâm verdi ve içeri girmek için Hz. Fâtıma'dan izin istedi. Hz. Fâtıma:
- Buyur, dedi. Resûlüllah Efendimiz:
- Arkadaşım da var, deyince, Hz. Fâtıma:
- Kimdir? diye sordu. Resûl-i Ekrem Efendimiz: