Namahrem

Namahrem aile nikah evlilik ile ilgili yazılar

İFFET MESELESİNDE KADIN - ERKEK AYIRIMI YOKTUR

Beyhâkî ve Hâkim (rahımehümallah)'in İbn-i Abbas (r.anhümâ)'tan rivâyet ettikleri bir hadîs-i şerifte buyruldu ki:

"Ey Kureyş gençleri! Nâmusunuzu (iffetinizi) koruyunuz. Sakın zinâ etmeyiniz! İyi dinleyin! Namus ve iffetini koruyan kimseye cennet vardır."
Bu hadîs-i şerif, gençleri iffetli olmaya, nâmuslarını korumaya dâvet etmektedir. Gayr-i meşrû münasebetlerden, yani zinâdan men etmektedir.

SIR TUTMA

Sır bir namustur;onu koruyan «ister kendisine ister başkasına ait olsun,namusu korumuş olur.Onu fâşeden ise,şeref ve haysiyetini açıkta bırakmış ve ona değerince itibar etmemiş sayılır.

İnsanın,sırrını emanet edeceği kimse, kendisine namus emanet edilecek kadar emin ve onu muhafaza hususunda,kendi namusunu korumadaki titizliği kadar hassas olmalıdır.Emin olmayana emanet,sırrı namus bilmeyene de sır tevdi edilmemelidir.

SEVGİDE VE BUĞZDA ÖLÇÜ

Muhabbet, sevgi; kendisinde fayda umduğu şey'e insan tabiatının meyl etmesidir. Sevginin kaynağı ya «nefs» veya «ruh»tur. Ruhun meyli aşk derecesine ulaşırsa utanmayı ve ahlâkî kemâli artırır. Nefsânî sevgi çoğaldıkça utanmayı aşındırır. «Ben ar nâmus şişesini taşa çaldım kime ne!» diyen kimsenin ölçüsüzlüğü nefs'e dayalı sevginin aşırılığından kaynaklanmaktadır.

NAMUSLU KAZANMANIN TEK YOLU

İki rakip aday, kasaba meydanında söz düellosu yapıyorlarmış. Bir ortak şöyle demiş;

- Para kazanmanın bir çok yolu vardır. Ama namusuyla para kazanmanın yolu tektir. Rakibi;

- Nedir o? deyince:

- Bilmediğinizi biliyordum, demiş.

Fazilet Takvimi

KOMŞU - KOMŞULUK

Cemiyet hayatında, fertlerin birbirleriyle ev, ticarethane, arsa vs. sebebiyle olan bitişik veya yakınlık hali. Komşuluk, insanların cemiyet halinde yaşamalarının zaruri bir neticesidir. Komşu, komşuya daima muhtaçtır. İnsan hayatında, aile fertleri arasındaki yakınlık münasebetleri ilk sırayı alır. Aile fertlerinden sonra birbirine en yakın olan komşulardır. Hatta öyle denebilir ki, komşunun canı, malı, namusu ve şerefi, komşuya emanettir. «Ev alma, komşu al» sözü, bu gerçeği ifade etmek için söylenmiştir. İyi komşu, insanın huzuruna, saadetine, kötü komşu da fe-lâketine sebep olur.

KARI-KOCANIN KARŞILIKLI VAZİFE VE MÜKELLEFİYETLERİ

Kur'an-ı Kerim'de Mevlâmız, "Ey insanlar! Sizleri bir tek kişiden (Âdem'den) yaratan ondan da eşini (Havvâ'yı) vücûda getirerek, ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun." (S. Nisâ, 1) "Size nefislerinizden, kendilerine ünsiyet etmeniz için zevceler yaratmış olması, aranızda bir sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O'nun (varlığının-birliğinin) âyetlerinden (delillerinden)dir. Şüphe yok ki bunda, düşünen bir kavim için elbette ibretler vardır." (S. Rûm, 21)

HAYÂ VE HAYÂNIN KISIMLARI

"Hayâ"nın lugavî ve ıstılâhî mânâları aynıdır. Utanmak, utanma ve sıkılma duygusu; ar, nâmus, edep; Allah korkusu ile günahtan kaçınmak mânâlarınadır.
Hayâ; herkese verilmeyen, şekâvet ehlinden başkasının da kalbinden çekilip alınmayan; isyankâr için de, itâatkâr için de faydalı olan fıtrî bir haslettir. (Hârisü'l-Muhâsibî, er-Riâye, s. 234-236)
Hayâ; hoşa gitmeyeceği düşünülen, veya yapılmaması yapılmasından daha uygun bulunan bir şeyin işlenmesi esnasında, insanın yüzünde beliren ince bir kızarma hâlidir. (Kadı İyâz, Şifâ, 1/87)

BELÂ VE MUSÎBETLER, DUÂ VE NİYAZLAR...

İmâm Gazâlî kuddise sırruh hazretleri anlatıyor:
"Kûfe ve Basra'da büyük bir tâun hastalığı zuhûr etti. Kûfe şehrinin ileri gelenlerinden Abdullah bin Hasan ve Ebu'l-Münzir, Hz. Ali (r.a.)'nin yanına geldiler.
- Musallat olan hastalık yüzünden insanlar kırılıp geçiyor, cenazeleri defnetmekle meşgul olanlar kâfi gelmiyor... Hatta vahşî hayvanlara yem olanlar var! Bize bir çare göster, himmet elini uzat, dediler.
Hazret-i Ali kerramellâhü vecheh,
- Böyle âfet ve felâketlerde Resûlüllah (s.a.v.)'tan rivâyet edilen duâlar var. Onları okumuyor musunuz? diye sordu.

HERKESİ HER ZAMAN ALDATAMAZSINIZ

Amerikan cumhurbaşkanlarından Lincoln, bir nutkunda şöyle demişti:

"Eğer vatandaşlarımın güvenini kötüye kullanırsam, onların sevgi ve itimâdını tekrar kazanmama imkân yoktur.

Evet, herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz... Hatta toplumun bir kısmını her zaman da aldatabilirsiniz. Ama, herkesi her zaman aldatamazsınız."

* * *

TEVBEYİ YARINA BIRAKMAMALIDIR

Abdülkadir Geylânî (k.s.) hazretlerinden:
"Tevbeyi yarına bırakmamalıdır. Zira günler üçtür:
Biri 'dün'dür, geçti.
Diğeri amel günü olan 'bugün'dür.
Öbürü de, 'yarınki gün'dür; o ise emelden ibarettir. Çünkü yarına çıkıp çıkmayacağını bilmiyorsun.
Geçen gün ibret, içinde bulunduğun gün ganîmet, yarın ise tehlikelidir." (Gunyetü't-Tâlibîn, İst. 1981, 1/282)

Fazilet Takvimi

AİLE MAHREMİYETİNİ MUHAFAZA

Nisâ sûresi 34. âyet-i kerimede buyrulduğu üzere \"gaybı, yani gizli olanı korumak\" da kadının kocasına karşı mühim olan vazifelerindendir. Gaybı korumaya riâyet ise iki şekilde olabilir:

1, Nefsini zina tehlikelerinden koruyarak, bu hususta kocasını utandırmamasıdır.

2. Kocası olmadığı zaman, onun evini ve malını muhafaza edip, telef olmaktan korumaktır. (Tefsiri Kebîr, 10, 89)